Yer ve Zaman:
20 Nis 2024 15:00 – 17:00
Sultanbeyli, Hasanpaşa, Fatih Blv. No: 33, 34920 Sultanbeyli/İstanbul, Türkiye
Etkinlik Hakkında:
Eski çağlardan beri uygarlığın temsil alanı olan şehir, fiziksel ve toplumsal çevrenin sürekli değişimiyle sınırları belirsizleşen bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. İnşaat ve altyapı faaliyetleri, nüfus hareketliliği, çevresel sürdürülebilirlik kaygısı, ekonomik gelişmeler ve teknolojik ilerlemeler gibi dinamikler, şehir üzerine düşünmeyi gerekli kılıyor. Şehrin farklı dinamiklerin şekillendirdiği karmaşık yapısı, şehri yeniden tanımlama ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bu tanımı yapmak, şehrin geçmişten bugüne gelişimini değerlendirirken hem süreklilik ve değişimleri anlama hem de şehrin geleceğine projeksiyon tutma potansiyelini içinde barındırıyor.
YUNT tarafından "Şehir Nerede?" sergisi kapsamında hazırlanmaya başlanan "Şehrin Sınırlarını Yeniden Düşünmek" başlıklı konuşma programı, “Görünmeyen Kent” sergisi boyunca da devam ediyor. Prof. Dr. Eva Şarlak moderatörlüğünde gerçekleştirilecek oturumlarda, şehir üzerine düşünme pratiklerini yaygınlaştırmak hedefleniyor.
Konuşma programı kapsamında konuşmacılar şehrin sınırılarını farklı yönlerden ele alacak. Her oturum ayrı bir alt başlık altında gerçekleşecek ve katılımcılarla oturum öncesi okuma önerisi paylaşılacak.
—
Latife Tekin, konuşma öncesi paylaştığı notlarda iç göçün kentler üzerindeki etkisine ilişkin düşüncelerini paylaşıyor:
‘Biz toplum olarak büyük iç göçün yarattığı enerjiyi olumlu biçimde kullanabilirdik tabii ki, o kadar çok sayıda insanın aynı düşü gördüğü zamanların enerjisinden söz ediyorum. Türkiye’nin modernleşme sürecinde hem köylü göçmenlerin emeğine ihtiyaç duyuluyordu, hem de onlardan periler gibi görünmez olmaları isteniyordu. Devlet bu insanların kente yerleşme çabasını desteklese çok daha güzel yapacaklardı evlerini bundan eminim, yasal hakları çiğnenmeseydi İstanbul bu kadar çirkin bir apartman cehennemine dönüşmezdi, bu insanların varlığına tahammül gösterilebilseydi, evlerini nereye yapacakları söylenseydi daha sakin, daha planlı bir biçimde yerleşebilirlerdi kente, şiddete maruz kaldıkça gözlerden uzakta ele geçirdikleri toprak parçasına nüfuz ettiler. Ne yazık ki Türk aydınları, mimarların çoğu, gecekondulara beğenmezlikle saldırdı. Bence olup biten şey o insanlara yapılmış kötülüğün, şiddetin göstergesidir, onlara uygulanan şiddete verilmiş cevaptır bugünkü çirkinlik.’
Özgeçmiş
Latife Tekin, 1957’de Kayseri’de doğdu. Dokuz yaşında ailesiyle İstanbul’a geldi. İlk kitabı Sevgili Arsız Ölüm 1983’te çıktı. Ardından Berci Kristin Çöp Masalları (1984), Gece Dersleri (1986), Buzdan Kılıçlar (1989), Aşk İşaretleri (1995), “Gümüşlük Akademisi” (öykü, 1997), Ormanda Ölüm Yokmuş (2001), Sedat Simavi Ödülü’nü kazandığı Unutma Bahçesi (2004), Muinar (2006), Manves City, Sürüklenme (2018) ve Zamansız (2022) adlı romanları, 2009’da Rüyalar ve Uyanışlar Defteri, 2020’de de Altınçayır Vadisi’nin Çocukları adlı çocuk kitabı yayımlandı. 2019 Erdal Öz Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Latife Tekin’in Türkçenin yarına kalacak büyülü mirası olarak nitelenen romanları İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Japonca, Felemenkçe ve Farsça başta olmak üzere pek çok dile çevrildi.